HEMEN TIKLA ARA
0 212 233 09 99
ÜCRETSİZ WHATSAPP
BİLGİ HATTI

İngilizce kelimeler ve deyimler

SDM Dil Okulu Seviye Tespit Sınavları İngilizce Almanca İspanyolca Fransızca Çince İtalyanca Rusça Yunanca Portekizce Farsça Arapça Türkçe

Kim asla yanlış yapmadığını söyleyebilir?

Cevap, elbette “Hiç kimse!” olacaktır.

Hatalar ya da yanlışlar hayatın gerçeğidir ve herhangi bir konuda ilerleme sağlayabilmemiz için oldukça önemlidir. Ancak bu hatalar yüzünden her gün pişmanlık duymak pek de sağlıklı bir durum değildir. Aslında ihtiyacımız olan hatalardan sonuçlar çıkartarak doğru olanı yapmayı öğrenmek ve elbette hayata devam etmektir.

Bununla birlikte hayatımızdaki “hatalar” ya da “yanlışlar” için yazılmış pek çok kitap, metin ya da İngilizce deyim vardır. Örneğin Ralph Waldo Emerson’ın aşağıdaki sözleri bu konuda oldukça teselli edicidir. Fakat Emerson’ın ünlü ifadesini okumadan önce kullandığı bazı İngilizce kelimeler hakkında konuşalım:

Emerson “blunders and sabsurdities,” dediğinde, basit bir şekilde hatalardan söz etmektedir. Huzurlu duygularla dolu bir şey yapmayı “serenely” olarak ifade eder. Bu durumun tam tersi ise bir şeyleri hayatımıza tıka basa doldurmaktır ya da bir diğer deyişle “encumbered”… Bu kelimenin anlamı tam da şudur: yoğun ve ağır bir şekilde çalışmak ya da bir şeylerle, birileriyle uğraşmak… Emerson bunları geçmişte kalan hatalarımız ya da “things” veya “your old nonsense” olarak açıklar.

Şimdi,  Ralph Waldo Emerson’un ünlü alıntısına göz atalım:

“Finish each day and be done with it. You have done what you could. Some blunders and absurdities no doubt crept in; forget them as soon as you can. Tomorrow is a new day. You shall begin it serenely and with too high a spirit to be encumbered with your old nonsense.”

İnsanlar geçmişteki hatalarını unutmak ya da onlardan çok fazla etkilenmemek için bu tür alıntılar okumaktan hoşlanırlar. Bir şeyin üzerinde durduğumuzda, sürekli bunu düşünürüz ki bu oldukça dikkat dağıtıcı bir şeydir ve ilerlememizi de engeller.

Emerson’un bu ünlü alıntısı oldukça yararlı, ama biraz uzun… Belki de geçmiş hatalarımızı unutabilmek için yiyeceklerle ilgili daha kısa bir deyim kullanmayı tercih edebiliriz.

Bu durumda şu deyimi kullanabilirsiniz: “Don’t cry over spilt milk.”

Örneğin şöyle diyebilirsiniz:

“Well, you broke my heart (broke my heart),

When you said ‘goodbye’ (said goodbye)

But now the milk’s been spilt and you’re going to cry.

Early in the morning, you’re going to know that I was right…oh yeah…”

 

“Cry over spilt milk,” geri döndürülemeyecek kötü bir durum yüzünden üzgün olduğumuz şeydir. Bir diğer deyişle deyim, “What’s done is done. You cannot change the past. So stop thinking about it,” anlamına gelir. Yani eğer süt döküldüyse tekrar toplayamaz ve kabın içine geri koyamayız.

Bu tür durumlarda genellikle şu deyimi kullanırız: “There’s no use crying over spilled milk.” Diğer bir deyişle, “Olan oldu bir kere,” ya da “Olmuşla ölmüşe çare yok!” Bu İngilizce deyimde “Spilled” ya da “spilt” aynı anlama gelir. Bazıları bu deyimin ilk kez İngiltere’de 1600’lü yıllarında ortasında kullanılmaya başlandığını söylemektedir. O zamanlar ki ifade, “no weeping for shed milk” şeklindeydi.

Günümüzde ise aşağıdaki ifadeler “Son pişmanlık fayda etmez!” durumunu fazlaca iyi anlatıyor.

You cry over spilled milk.

You keep your tears in a jar.

You think the world is going to end tomorrow.

Ain’t it beautiful how different we are…

Scroll to Top
Scroll to Top