HEMEN TIKLA ARA
0 212 233 09 99
ÜCRETSİZ WHATSAPP
BİLGİ HATTI

İngilizce ifadeler

SDM Dil Okulu Seviye Tespit Sınavları İngilizce Almanca İspanyolca Fransızca Çince İtalyanca Rusça Yunanca Portekizce Farsça Arapça Türkçe

Harika bir doğum günü partisi için hazırlanıyorsunuz. Bunun için birkaç parça kıyafetinizi kuru temizlemeye götürüyorsunuz.  Birkaç gün sonra kıyafetlerinizi almak için tekrar kuru temizlemeciye gidiyorsunuz. Kasadaki görevli size gülümseyip, “That will be $21.50 please,” diyor.

Fakat gömleğinizde kocaman bir delik var ve üstelik pantolonunuzun da rengi epey değişmiş görünüyor. Hiç de hoş bir durum değil.  Kasada ödemeyi yapmadan önce şikâyetinizi dile getirmeniz gerekiyor. Peki, bunu İngilizce olarak nasıl ifade edeceksiniz?

Çoğumuz şikâyet etmekten hoşlanmayız, ama bazen bir çözüm bulmak için bunu yapmak zorunda kalırız. Bu makalede, şikâyetlerimizi İngilizce olarak nasıl ifade edeceğimizi konuşacağız.

Bunun için en etkili üç adımı şöyle sıralayabiliriz: Problemi açıklamak; duygularımızı ifade etmek ve çözüm üretmek.

 

1.Explain the problem

Herhangi bir şikâyetimizi dile getirmek için birinci adım problemin ne olduğunu açıklamaktır. Bunu etkili bir şekilde yapmak için kibar, saygılı bir dil kullanmalıyız. İngilizcede, kibar dil genellikle dolaylıdır.

Örneğin bir restorandasınız ve garson sizin içeceğinizi getirmeyi unuttu. Bu durumda, “You didn’t bring my drink” demek, direkt bir ifade olacaktır.

Bunun yerine bu problemi dile getirmek için daha kibar bir ifade kullanabilirsiniz.

Örneğin;

Oh, hi! I think you may have forgotten to bring my drink.”

Ya da;

“Hi. How’s it going? I’m sorry to have to say this, but I noticed some damage to my clothing.”

 “Hi. How’s it going? I just noticed some damage to my clothing.”

 “Hi, there. I’m sorry to bother you, but my hotel room is a little cold.”

Ya da çok daha kibar bir ifadeyle;

“Hi! How are you? There seems to be a mistake on my billing statement. I think you may have overcharged me.” diyebilirsiniz.

Son örnekte, konuşmacının iki cümle kullandığını unutmayın:

“There seems to be a mistake…” ve “I think you may have…”

 

2.State your feelings

İkinci adım, sorun hakkında ne düşündüğünüzü söylemektir.

Bazı problemler kolaydır ve çabucak çözümlenir. Örneğin, insanlara kibar bir şekilde bir şeyi unuttuğunu ya da fazla ücret aldığını söylerseniz, genellikle hızlı bir çözüme ulaşırsınız.

Ancak bir otelde veya restoranda kötü hizmet aldığınızı veya bir tamirhanenin arabanızı tahrip ettiğini düşünün ya da apartman dairenizde hala devam eden bir sorun var. Bu durumlarda, nasıl hissettiğinizi ifade etmeniz gerekebilir.

Her zaman birinci adımla başlarız: Problemi kibarca açıklarız.

Daha sonra “This is…” veya “It…” gibi ifadeleri ve ardından sorunu açıklamak için bir veya daha fazla tanımlayıcı kelime kullanabiliriz. Bina yöneticilerine sorun hakkında bir şeyler anlatan bir örnek verelim:

“Hi Vanessa. I’m sorry to have to say this but there is still a mouse problem in my apartment. This has been an issue for three months now. It is unacceptable that the problem hasn’t been resolved.”

 

3.Ask for action

Üçüncü adım sorunun çözümü için ne yapabileceğimizi sormaktır. Bu önemli bir adımdır. Bazı insanlar birinci ve ikinci adımı yerine getirdikleri halde üçüncü adımı atıp, sorunu çözmezler.

Sorunun sahibinin kim olduğuna bağlı olarak, bir başkasının harekete geçmesini isteyebilirsiniz. Bu gibi durumlarda, örneğin mağaza yöneticisine danışabilirsiniz. Bunu şahsen şöyle yapabilirsiniz:

Could I please speak with the manager?

Ya da;

Could you please redirect my call to the manager?

 

Ya da problemi çözmek için siz bir adım atabilirsiniz. Harekete geçmek için bazı dolaylı soruları kullanabilirsiniz.

Örneğin;

Would it be possible to reimburse me?

Is there any chance you could turn the heat up?

 

Connecting the steps

Şimdi adımları bir araya getirelim. Hasarlı kıyafetler hakkında kısa bir bilgi alışverişinde bulunalım:

OK. That’ll be $21.50 please.”

“Oh, gosh… I just noticed some damage to my clothing. The shirt has a hole and the pants have changed color.”

“Hmm. I cleaned those myself. I don’t remember damaging anything.”

“But these pieces are new and I’ve only worn them once. Is there any chance you could reimburse me?”

“Let me get the manager.”

 

Bu anlaşmazlığın nasıl bittiğini bilmiyoruz. Ancak şikâyetçinin kibar olduğunu ve 1 ve 3 numaralı adımları kullandığını biliyoruz. 2. adımı kullanmak yöneticinin yanıtına bağlı olabilir.

Şikâyette bulunmak hoş bir durum değildir ancak bunu nasıl yapacağınızı bilirsiniz sorunları çok daha kolay çözebilirsiniz.

Scroll to Top
Scroll to Top